FATİH ÖZKILINÇ-İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen depreminin ardından İzmir Valiliği’nce kurulan Bayraklı Geçici Barınma Merkezi’ne yerleştirilen İzmirli depremzedelerin konteyner kenti boşaltmaları için tanınan süre doldu. Kahramanmaraş merkezli depremlerde etkilenen vatandaşların yerleştirilmesi için yapılan tahliye işleminde konteynerleri boşaltmak istemeyen vatandaşlar, sabah saatlerinde polis eşliğinde çıkarıldı. Konteyner kent önünde basın mensuplarına açıklamada bulunan depremzedeler mağdur olduklarını belirterek yetkilere seslendi.

“Ben bunu hak etmedim”
Depremzede Meryem Tülin Yumlu, “Sabah geldiler, ‘Çıkman gerekiyor’ dediler. Ben de belgemi istedim. Bana bir belge getirildi. Belgemin resmini de çektim. Sonra bir nüshasını verdiler, fotokopisini çekip belgenin. Önce izin aldılar ‘verebilir miyiz’ diye, ondan sonra getirdiler. Ben dedim, ‘Belge olmadan buradan çıkmam’. Bir belge geldi, çıkartılmamla alakalı. Bize sunulan belgeden değil bu arada, bize sunulan saman kağıtlarıydı. Bu, beyaz kağıttı. Değiştirilmiş. Bu belgeyle beni çıkarttılar. Ben, şu an bu yeşilliklerin üzerinde oturacağım. Benim eşyalarım; şu an iki bayan gelmiş, topluyorlar polisler eşliğinde. Yalnızca özel eşyamı aldım bir torba. Onlarla şu an yeşilliklerde oturacağım. ‘Gerçekten gidecek yerim yok’ diyorum, anlatamıyorum. Biz, bunu hak etmiyoruz. Yalnız yaşayan insanlar olarak devletim beni böyle sokağa attı. Ben bunu hak etmedim” dedi.

“Sahip çıkmıyorlar”
Bir diğer depremzede Nuray Koçtürk ise “Kadın başıma sokağa atılıyorum. Neden? Tek olduğum için. Bakın vaziyetime, herkes duysun, görsün. Tek başıma yaşıyorum. Hata mı, suç mu? Terörist miyiz biz? Ben, 3 sene önce eşimden ayrıldım, İzmir’e taşındım. Bir ay sonra da depreme yakalandım. Depremden sonra çadıra gittim. Çadırdan sonra yurtta kaldım. Yurttan sonra konteynere gittim. Bak bu zamana kadar ben diyordum ki ‘Emeği geçen kimse Allah razı olsun’ diyordum. Ama bu vaziyette ‘Allah razı olsun’ demiyorum, ‘Allah kahretsin’ diyorum. Ben, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşıyım. Bana sahip çıkmıyorlar. Beni böyle kadın başıma sokağa atıyorlar. Dileneyim mi, yoksa kötü yola mı düşeyim? Hiçbir eşyamı alamadım o sinirle, o üzüntüyle. Yani şu anda elim ayağım titriyor. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Polislerin hiçbir müdahalesi yok ama yönetim tarafından şey yapılıyor bize. Battaniyemi alacağım, gece gündüz burada yatacağım. Başka yapacak bir şeyim yok” diye konuştu.

“Sokağa atıyorlar”
Depremzede Tamer Deniz de “Konteyner kent açıldığı günden beri burada ikamet ediyorum, burada yaşıyorum. Kiracı depremzedeyiz biz. Cumhurbaşkanımız demişti, ‘Sahipsiz değilsiniz, sizi yalnız bırakmayacağız. Kiracı depremzedeleri de 20 yıl kira öder gibi ev sahibi yapacağız’ demişti. Şimdi bizi atıyorlar sokağa. TOKİ’ye de yazıldık, o da çıkmadı. Hak sahibi, hiçbir türlü değiliz. Bu arada devletten sosyal yardımla yaşıyorum ben, bin 594 lira aylık gelirim var. İçerde ihtiyaçlarımız artık karşılanmıyor. Depremin ilk ayları erzak, giyim, her türlü yardım yapılmıştı. Son 1,5 yıldır hiçbir türlü yardım yapılmıyor. Bir an önce bizi çıkartmaya çalışıyorlar. Çıkan çıktı zaten, kiracı depremzedelerden de çıkan çıktı. Ben nereye çıkacağım? Benim buraya bir yere çadır kurmam lazım veya naylondan bir baraka yapmam lazım. Yok, ev tutma gibi şansım yok” ifadelerini kullandı.