İZMİR EKSPRES

Başkan Kestelli: İşlem hacmimiz yüzde 35’le 119 milyar lira oldu

İZTB Başkanı Işınsu Kestelli, Ocak ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada üreticilerin geçen bir yılda istediği hedefe ulaşamadığını belirtirken toplam işlem hacminin 2023 yılına göre yüzde 35 artarak 119 milyar lira olduğunu söyledi.

Abone Ol

Haber Ekspres Gazetesi’nden Turgay Kılıç’ın haberine göre, İzmir Ticaret Borsası (İTB) Ocak ayı olağan meclis toplantısı yeterli çoğunluğunun oluşmasında Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer başkanlığında başladı. İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli ve Ticaret Borsası yöneticileriyle çok sayıda meclis üyesinin katıldığı toplantının ana konusu ekonomik ve ekonomide adaletti. Başkan Kestelli, ayrıca konuşmasında dikkati çeken ifadelerinde Türkiye’nin enflasyonun yükselmesinin yanı sıra çevrenin yaşadığı felaketlerden de etkilendiğine ek olarak seçimi ikinci defa kazanan ABD Başkanı Donald Trump’ın da ülke adına bir sınanmaya sebebiyet vereceğinin sinyalini verdi. Önceki gün Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar'ın da açıkladığı 12 maddede, ABD Başkanı Trump’ın seçilmesi sonrası etkilerinin de 2025 yılında görüleceği yer alıyordu.

Yüzde 35 artış

Başkan Kestelli, 2024 yılında bazı verileri aktardı. Kestelli, işlem hacminin yüzde 35 oranında arttığına dikkati çekerek “2024 yılı ülkemiz için ekonomide zorlukların yoğun olarak yaşandığı bir yıldı. Bu durumu hepimiz işlerimizde hissettiğimiz gibi, Borsa işlemlerimize de yansıdığını söyleyebiliriz. Toplam işlem hacmimiz 2023 yılına göre yüzde 35 oranında artarak 119 milyar lira oldu. İşlem hacminin yüzde 60’ı bitkisel ürünlerden oluşurken, yüzde 40’ı ise canlı hayvan ve hayvansal ürünler grubunda gerçekleşti. En çok işlem hacmine sahip ürünler ise sırasıyla, kırmızı et, palm yağı, pamuk, peynir ve süt oldu. Bu beş ürün 58 milyar liranın biraz üzerindeki işlem hacmi ile toplam hacmin yaklaşık yarısını gerçekleştirdi. Bildiğiniz gibi geçen yılın en önemli gündemlerinden birisi ürün fiyatları ve enflasyondu. Bazı ürünlerde fiyat artışı yüksek olurken, bazılarında ise fiyatlar üreticilerimizin beklentilerinin çok altında kaldı. 2024 yılı ortalama süt fiyatları 2023 yılına göre yüzde 28 oranında artarak 14,6 lira olarak gerçekleşti. Ortalama karkas dana eti fiyatları 323 lira oldu ve bir önceki yıla göre yüzde 61 arttı” dedi.

Sütte fiyat artışının etkileri

Başkan Kestelli, ayrıca süt fiyatlarının artmasındaki etkileri de değerlendirerek “Süt fiyatlarındaki artış oranının et ve yemdeki artışın altında kalması süt hayvanlarının kesime gitmesinin ve dolayısıyla hayvancılığımızın olumsuz etkilenmesinin en önemli nedenlerinden birisi. Pamuk üreticimizde bu yıl mutlu olamadı. Çiğitli pamuk fiyatları 2023 yılına göre yüzde 24 yükseldi ve ortalama 22,2 liradan işlem gördü. Fiyattaki artışın maliyet artışlarının altında kalması ve prim miktarının son 3 yılda kiloda 1,6 lira olarak sabit tutulması üreticilerimizi olumsuz etkiledi. Gelişmelerden mutlu olmayan bir diğer kesim ise ilimizde de yoğun şekilde üretimi yapılan domates üreticilerimizdi. Sanayi tipi domates fiyatları 2024 yılında sadece yüzde 6 arttı ve ortalama 3,13 lira oldu. Hububat fiyatlarındaki düşük artış oranı da dikkate alındığında bu yıl içerisinde üreticilerimizin ekim tercihlerini ne yönde yapacakları tam bir muamma. Şöyle ki, pamuk, sanayi domatesi, silajlık ve dane mısır ve kısmen de buğday bölgemizde birbirine ekim açısından alternatif olarak tercih edilen ürünler. Ve bu ürünlerin hiç birisi fiyat açısından geçen yıl üreticisini memnun etmedi. Dolayısıyla üreticilerimizin tercihlerini hangi parametreleri dikkate alarak, nasıl yapacağını şimdiden tahmin etmek çok güç. Umarım, verilecek kararlar hem üreticilerimiz hem de bu ürünlerin kullanıldığı sanayimiz için olumlu olur. Geleneksel ürünlerimiz arasında yer alan kuru incir, kuru üzüm ve zeytinyağının fiyatları ise kısmen de olsa üreticilerimizi memnun etti. Ancak, bu ürünlerde de önemli sorunlar olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde dile getirdi.

Zeytinyağı fiyatında yüzde 109 artış

İTB Başkanı Işınsu Kestelli, sızma zeytinyağının da bir yılda yüzde 109 oranında arttığını ifade ederek “Sızma zeytinyağı fiyatları 2023 yılına göre yıllık ortalama yüzde 109 arttı. Ancak yeni hasadın başladığı yılın son çeyreği ile birlikte fiyatlar düşüşe geçti. 2024 yılı ilk yarısında 250-300 lira aralığına kadar yükselen sızma zeytinyağı fiyatları günümüzde kalitesine göre 180 lira seviyelerinde işlem görüyor. Çekirdeksiz kuru üzüm ise yüzde 152 oranında artış ile fiyatı en çok yükselen ürünlerden. Ancak, rekolte miktarı iklim şartlarından olumsuz etkilendi ve normal bir sezona göre yüzde 35-40 düştü. Diğer taraftan 25 Ocak tarihi itibariyle yeni sezonda ortalama ihraç fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 71 artmış olsa da ihracat miktarı yüzde 31 geriledi. Rekoltenin bu kadar düştüğü bir ortamda önemli bir stok miktarı ile sezonu kapatabiliriz. Bölgemizin bir diğer önemli ürünü kuru incirde ise 2024 yılı fiyatları önceki yıla göre yüzde 87 yükseldi ve ortalama 173 lira oldu. Gerçekçi olarak ifade etmek gerekirse kuru incir fiyatları üreticilerimizi memnun ediyor ve bu nedenle dikimler son 4-5 yıldır sürekli artıyor. Ancak iklim şartlarından dolayı ürün kalitesinin bu sezon düşük olduğunu söyleyebiliriz. Dünyadaki rekabetçi konumumuzu devam ettirebilmek için, kuru incir üretim, işleme ve depolama süreçlerinde hızlı bir şekilde iyileştirme yapmak zorundayız” dedi.

Kestellii’den 4 ana etken

Başkan Kestelli,  yaşanan felaketlere ilişkin 4 ana meddeyi açıkladı. Kestelli,  “Bu tür felaketleri tekrar tekrar yaşamamak için şu ilkelere sıkı sıkı bağlı olmamız şart:

• Demokratik bir ülkede kuralların olması,

• Bu kuralların istisnasız herkese eşit uygulanması,

• Ve kuralların nasıl değiştirileceğinin de kurallara bağlanması,

• Denetim ve cezai müeyyide mekanizmalarının düzenli gerçekleştirilmesi. 

Bu anlayış bizi, demokrasilerin temel ilkeleri olan özgürlük, eşitlik ve adaleti güçlendirmemiz gerektiği gerçeğine götürüyor. Bunca veriye rağmen daha da öngörülemez hale gelen bir geleceğe yelken açıyoruz. Bu nedenle ekonominin de içinde bulunduğu her alanda adalet duygusunu güçlendirecek, toplumsal motivasyonu kurumsal kılacak güçlü adımlara ihtiyacımız var. Cumhuriyetin hak edilmesinden  bu yana gösterdiğimiz özveri ve kazanımlar ancak bu anlayışla korunup güçlendirilebilir” ifadelerine yer verdi.

‘Enflasyon ve krizlerle sınanıyoruz’

Başkan Kestelli, Türkiye’nin bazı olaylarla sınandığına ve bunların arasında enflasyon ile ABD’de yeniden başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump’ın olduğuna dikkati çekti. Kestelli, “Biz enflasyonla, yükselen maliyetlerle, etrafımızı kuşatan coğrafi krizlerle ve felaketlerle sınanırken, dünya da yeni ABD Başkanı Donald Trump ile sınanacak gibi görünüyor. Çünkü Trump, modern dünyanın geçtiğimiz yüzyılda yaşanan büyük savaşların ardından geliştirdiği ekonomik, diplomatik ilişkileri ve işbirliklerini bir kalemde silip atabiliyor. Amerika’nın dış ticaret açığından sorumlu tuttuğu Avrupa Birliği ve Kanada’yı yüksek gümrük vergileri ile tehdit ediyor. Hatta bu vergileri 1 Şubat’tan itibaren devreye alacağını söylüyor. Dünya Sağlık Örgütü ile Paris İklim Anlaşmasından çekileceğini ısrarla vurguluyor. NATO üyelerinden halen Gayrisafi Yurtiçi Hasılalarının yüzde 2’si düzeyinde olan savunma harcamalarını yüzde 5’e yükseltmelerini talep ediyor. Bu yeni dönem tüm dünya için hiç de kolay geçmeyecek gibi görünüyor. Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacmi 30 milyar doların üzerinde ve az da olsa ABD lehine bir durumda... Elbette ki yeni politikalar ülkemiz açısından da riskler taşıyor ama ABD’nin AB ve Kanada’ya odaklı stratejisi fırsatları da beraberinde getirecektir. Trump’ın Türkiye’yi zorlayacağı asıl alanın bölgesel sorunlar ve bu sorunların çözümünde bizden isteyecekleri olacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

‘Yüksek maliyetli engellerle karşılaşıyoruz’

İTB Başkanı Kestelli, ayrıca tarım için dijital teknolojileri raporunda hayata geçirilen raporda okuryazarlık eksikliği ve yüksek maliyetlerle engellendiğine vurgu yaparak şunları söyledi:

“Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası geçtiğimiz hafta “Türkiye’de Tarım için Dijital Teknolojiler” isimli raporu yayınladı. Rapor da tarım teknolojilerinin verimliliği artırma ve çevresel sürdürülebilirliği sağlama potansiyeli vurgulanıyor. Ancak bu teknolojilerin hayata geçirilmesinde dijital okuryazarlık eksikliği ve yüksek maliyetler gibi engellerle karşılaşıyoruz.  Özellikle küçük ölçekli çiftçilerimiz, bu yenilikçi çözümlere ulaşmada zorlanıyor. Ülkemizde, tarımsal işletmelerin yüzde 80’inin 100 dekarın altında üretim yaptığını düşündüğümüzde, küçük çiftçilerimizin teknolojiye uyum sağlaması için ciddi bir çaba göstermemiz gerekiyor. Raporun üzerinde durduğu bir diğer önemli konu tarım teknolojileri ekosisteminin geliştirilmesi. Ülkemizde tarım teknolojileri geliştiren girişimcileri destekleyen TÜBİTAK, TAGEM ve KOSGEB gibi kurumlardan dördüncüsü olarak Borsamız öncülüğünde hayata geçirilen İzmir Tarım Teknoloji Merkezi’mizde sayılıyor. Bizler de İTTM’yi tarımda dijital dönüşüme öncülük etmek ve yenilikçi girişimleri desteklemek amacıyla tasarlamıştık. Uluslararası kuruluşlar tarafından da böyle görünmesi projemizin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Merkezimiz, girişimci kabulüne başladı. Önümüzdeki dönemde yapılacak resmi açılışın ardından da tam kapasiteyle faaliyete geçecek. Bu vizyon doğrultusunda, yüksek teknolojiyle donatılmış modern tarım uygulamalarını yaygınlaştırmayı ve ülkemizin tarımsal potansiyelini en üst seviyeye taşımayı hedefliyoruz. İTTM’nin hem tarım teknolojileri geliştiren girişimcilere hem de çiftçilere rehberlik ederek, daha verimli, sürdürülebilir ve yenilikçi bir tarım ekosistemi oluşturacağından eminim. Bu projede emeği geçen tüm üyelerimize, çalışanlarımıza, bizlere başından beri her türlü desteği veren Bakanlıklarımıza, bürokratlarımıza, akademisyenlerimize, iş ortaklarımıza ve sponsorlarımıza bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.”

Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer, “Sosyo-ekonomik ve politik açıdan hareketli bir yılı geride bıraktık. Başta ABD başkanlık seçimleri olmak üzere, Latin amerika, Orta Doğu ve   uzak Doğu ülkelerinde önemli siyasi gelişmeler yaşanırken, Suriye’deki yönetimin değişmesi küresel rollerin de farklılaşacağını gösteriyor. Jeopolitik rekabet hızla artarken uluslararası normlar yeniden sorgulanmaya başlandı. Küresel güç dengesi çok kutuplu bir yapıya dönüşüyor. Bu durum ‘dünya beşten büyüktür’ düşüncesinin doğruluğunu bir kez daha kanıtladı. Dünya üretiminin ve nüfusunun büyük bir kısmına sahip olan brics ülkeleri, dünya ekonomisine yön verir hale geldi. Özellikle Çin ve Rusya gerek sanayi, gerekse küresel gıda arz ve tedarik zincirinde söz sahibi ülkeler oldu. 16. brıcs zirvesinde kabul edilen ‘kazan bildirgesi’nde, liderler ekonomik iş birliğini artırma ve finansal işlemlerde ulusal para birimlerinin kullanımını yaygınlaştırma kararı aldı” dedi.