İzmir Ticaret Odası(İZTO) Meclisi ağustos ayı olağan toplantısında konuşan yönetim kurulu başkanı Mahmut Özgener, seçimlerden sonra uygulanmaya başlanan ekonomi politikalarının en kritik noktasında olunduğunu belirterek "Önümüzdeki 2-3 ayda doğru ekonomik politikaları uygulama kararlılığımız, enflasyonu önümüzdeki 2-3 yılda ne kadar düşürebileceğimizi belirleyecek. Merkez Bankası’nın ve ekonomi yönetiminin son bir ayda ortaya koyduğu enflasyonu düşürme kararlılığının toplumu ikna edici olması gerekiyor. Enflasyonla ilgili doğru tespitlerin yapıldığını ve etkin teşhisler konulduğunu görüyoruz. Bu tespitlere yönelik enflasyonunun nasıl düşürüleceğine dair hareket planının net olarak ortaya konması gerekiyor. Teşhisler doğru iken, beklentilerin de doğru yönetilmesinin kritik olduğu bir aşamaya geldik" dedi.
"YENİ FİNANSAL ARAÇLAR HAYATA GEÇİRİLMELİ"
Son dönemde iş dünyasının krediye erişim konusunda sıkıntılar yaşadığını da kaydeden Özgener, "Banka bilançolarına uygulanan makro ihtiyati sınırlandırmalar, son dönemde krediye erişimi imkansız hale getirildi. BDDK, 31 Temmuz tarihinde aldığı karar ile, kredi kartlarında uygulanan taksitlendirme sürelerinin; havayolları, seyahat acenteleri ve konaklama ile ilgili yurt dışına ilişkin harcamalarda uygulanmamasına karar verdi. Bu kararın da etkisiyle özelikle turizm sektöründe kredilerin iyice yavaşladığını, bankaların kredi verememekten, iş insanlarının kredi bulamamaktan yakındığını görüyoruz. Üyelerimizden bankaların limit güncellemesi yapmaya yanaşmadıkları, limit güncellemesine yönelik bankaların yüksek oranda masraflar çıkarttıkları ve normalden uzun bir prosedür izledikleri, tüm şartlar sağlansa bile krediye erişim konusunun garanti olmadığı, kredilere değişken ve yüksek faiz oranları ile erişim sağlanabildiği, vadelerin düşük olduğuna dair geri dönüşler alıyoruz. Üyelerimizin bugün en önemli sorunu; nakit akışını yönetmek ve işletme sermayesini fonlamak olarak görüyoruz. Uzun vadeli yatırıma yönelik finansman kaynakları kapalı durumda. Üretimin ve istihdamın artmasının önündeki en önemli engellerden biri olan bu durumu aşmak için yeni finansal araçların ivedilikle hayata geçirilmelidir" diye konuştu.
İŞ DÜNYASI NET AÇIKLAMA BEKLİYOR
Eylül ayında açıklanması beklenen 2024-2026 Orta Vadeli Program ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Özgener, "Merkez Bankası’nın adımları ile enflasyonu düşürmek için bir alan yaratıldı. Bu adımların, Orta Vadeli Program ile desteklenmesi gerekiyor. Yeni Orta Vadeli Program’da da şimdiye dek verilen beyanatlar ve açıklanan raporlarda olduğu gibi, enflasyonla mücadelenin birincil öncelik olacağını umuyoruz. Ancak bu kez yapılan teşhislere ilişkin atılacak somut adımların ve izlenecek politikaların da net olarak açıklanmasını bekliyoruz. Açıklanacak Program’da, devletin yönlendirme gücünün güçlü bir şekilde ortaya konması gerektiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda özellikle büyümenin kompozisyonu yani; yatırım, harcama ve tüketimler konusunda bir perspektif verilmesi büyük önem taşıyor. Bir yandan yatırım, üretim, ihracatın sürekliliğinin sağlanması, diğer yandan ise iç tüketimin kontrol altına alınarak enflasyonla mücadelenin öngörülmesi gerektiği kanaatindeyiz. Önümüzde yerel seçimlerin de olduğunu gözönüne alırsak Orta Vadeli Program’ın ekonomi politikalarında geçim ve seçim arasındaki tercih dengesinin de çok iyi yönetilmesi gerektiğine inanıyorum. Orta Vadeli Program’ın enflasyonla mücadelede ve iç talep konusunda net mesaj vermesi gerektiğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
ADİL BİR VERGİ SİSTEMİ İSTEDİ
Toplantıda etkin bir vergi sisteminin oluşturulmasının da iş dünyası açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Özgener, "Ülkemizde dolaylı vergilerin, toplam vergi geliri içerisindeki payı oldukça yüksek. Sade ve uzun yıllar güncelliğini yitirmeyecek, yeni teknolojilere uyum sağlayacak ve uluslararası koşullara uygun adil ve çağdaş bir vergi sistemine ihtiyacımız var" dedi.