Türk müziğinde iz bırakan isimlerden Melih Kibar ve Çiğdem Talu, sadece şarkılarıyla değil, aralarındaki derin ve özel bağ ile de hatırlanıyor. Bu yazıda, iki büyük sanatçının bilinmeyen aşk hikâyesine ve bu ilişkinin sanatlarına nasıl yansıdığına yakından bakacağız.
Melih Kibar ve Çiğdem Talu, 1970'lerin sonlarında müzik dünyasında bir araya geldiklerinde, sadece profesyonel bir işbirliği değil, aynı zamanda derin bir duygusal bağ da kurdular. Kibar'ın melodileri ve Talu'nun sözleri, Türk pop müziğinde devrim niteliğinde eserler ortaya çıkardı. Onların arasındaki kimya, sadece müziğin notalarında değil, hayatlarının her anında hissediliyordu.
Birbirlerine duydukları sevgi ve hayranlık, şarkılarına ilham kaynağı oldu. Özellikle "İçimdeki Fırtına" şarkısında bu derin duygusal bağın izlerini görmek mümkün. Talu'nun duygusal ve anlamlı sözleri, Kibar'ın ruhunu yansıtan melodileriyle birleşerek unutulmaz eserlere dönüştü.
Melih Kibar, kimya mühendisliği yüksek lisansını yapmak için Londra’ya gider. Gittiği gece bir fırtınaya yakalanır ve bu fırtınadaki hislerini piyanonun başında bir besteye döker. Sonrasında da bu bestesini Çiğdem Talu‘ya gönderir. Kibar'ın bestesi, Talu'nun sözleriyle ortaya müzik tarihinin en güzel şarkılarından biri çıkar.
Gün ağarırken, tek başıma oturmuşsam
Henüz daha gözlerimi bi̇r an bi̇le yummamışsam
Sen yoksan yine, bense yorgun ve yalnızsam
Hele bir de , bir de canım hasretine kapılmışsam
Ve gözümde tütüyorsan buram, buram…(İçimdeki Fırtına)
Kibar-Talu ilişkisi, pek çok zorluğa rağmen güçlenerek devam etti. Hem profesyonel hem de kişisel yaşamlarında karşılaştıkları engeller, aşklarını ve işbirliğini daha da perçinledi. Birbirlerine duydukları güven ve sevgi, onları her daim ayakta tuttu.
Çiğdem Talu doğum gününde, 31 Ekim 1977’de o geceye özel işte o dillerden düşmeyen parçayı, "Her Şey Seninle Güzel"i yazdı.
Her şey seninle güzel, yolda yürümek bile
Olmayacak düşlerin peşinden koşmak bile
Her şey seninle güzel, bu toprak bu taş bile
İçimdeki bu korku, gözümdeki yaş bile
Beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
Seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana.(Her Şey Seninle Güzel)
Müziğin ötesinde: Gerçek aşkın hikâyesi
Melih Kibar ile Çiğdem Talu birlikteliği 1975’te “İşte Öyle Bir Şey” şarkısıyla başladı. Erol Evgi’nin sesinden dinleyiciye ulaşan şarkı büyük ilgi gördü. Tüm zamanların klasikleri arasında yer aldı. İkilinin aşkı, sadece müzikle sınırlı kalmadı; hayatlarının her alanında birbirlerine destek oldular. Kibar'ın Talu'ya yazdığı mektuplar ve Talu'nun Kibar'la olan özel anıları, bu aşkın derinliğini ve samimiyetini gözler önüne seriyor.
Kibar ve Talu'nun aşkı, Türk müziğine damga vuran bir miras bıraktı. Onların hikâyesi, sanat dünyasında eşine az rastlanır bir bağın örneği olarak hatırlanmaya; bu özel ilişkinin ayrıntıları, onların müziklerine yansıyan duygularla birlikte, dinleyiciler için her zaman bir ilham kaynağı olmaya devam edecek.
Çiğdem Talu
Recaizade Mahmut Ekrem‘in torunun kızı olan Çiğdem Talu, 31 Ekim 1939 yılında İstanbul’da doğdu. Arnavutköy Amerikan Koleji’nin ardından İsviçre’de filoloji eğitimi aldı ve ardından İstanbul’a dönüp İngilizce öğretmenliği yapmaya başladı.
Öğretmenlik yaparken tüm hayatına yön verecek olan “Ağlıyorum Yine” adlı şarkı sözünü yazdı. Bu Şarkı Nilüfer‘in “Kalbim Bir Pusula” adlı plağının arka yüzünde yer aldı ve Talu için söz yazarlığı perdeleri açıldı.
1975 yılında ilk kez yapılan Eurovision yarışmasına Türkiye, onun yazdığı şarkılarla katıldı. Hayatında büyük bir yer tutacak olan Melih Kibar ile tanışması da aynı yıl gerçekleşti.
Melih Kibar
İstanbul’da doğan Melih Kibar, Alman Lisesi’ni bitirdi ve oradayken okul orkestrasıyla Milletlerarası Müzik Yarışması’na katıldı. Bu orkestra ile en iyi beste ödülünü kazandılar.
1975’de Eurovision’da Türkiye’nin elemelerde kullanması için bir sinyal şarkısı bestelemeye karar verdi ve “Çoban Yıldızı“nı besteledi. Düzenlemeleri Timur Selçuk yaptı ve bu beste Türkiye’de Eurovision yarışmalarında sık kullanılan bir beste hâlini aldı.
Kibar, Türkiye sinemasında Hababam Sınıfı, Aile Şerefi, Gülen Gözler, Neşeli Günler gibi her seferinde büyük ilgiyle izlenen filmlerin hafızalara kazınan müziklerine imza attı.
