Türkiye, 2024 yılına yaklaşırken artan enflasyonla boğuşuyor. Özellikle sabit gelirli kesimler, yüksek enflasyonun etkileri altında kalırken, asgari ücretliler bu grubun en büyük bölümünü oluşturuyor. 2023 yılı içinde maaş ve emekli zammı üzerine yapılan tartışmalar, 2024 yılına yönelik senaryoları da şekillendirmiş durumda. Çalışanların alım gücünün erimesi, asgari ücretin yeniden gözden geçirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.
IMF ve Merkez Bankası'nın etkisi
Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye’nin ekonomik durumu üzerine yaptığı değerlendirmede asgari ücret zammının yalnızca yüzde 25 seviyesinde olabileceğini belirtti. Bu öneri, son yıllardaki yüksek zam oranlarının düşürülmesi gerektiği yönündeki genel eğilimi yansıtıyor. IMF’nin bu önerisi, İstanbul’da gerçekleştirdikleri toplantılar sonrasında daha fazla dikkat çekti.
Buna ek olarak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan’ın ABD’de yaptığı bir sunumda, asgari ücret zammı ile ilgili tavsiyeleri, IMF’nin önerileriyle paralellik gösterdi. Bu durumda, asgari ücrette yapılacak artışların ne kadar olacağına dair beklentiler, bu iki kurumun önerileriyle şekilleniyor.
Ekonomistlerin asgari ücret artışına dair öne çıkan görüşleri arasında, artış oranlarının belirsizliği dikkat çekiyor:
Prof. Dr. Öner Günçavdı
İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Günçavdı, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarda, asgari ücret tartışmalarının erken başladığını ancak bunun sebeplerinin kaygı verici olduğunu ifade etti. Günçavdı, “Asgari ücretle ilgili tartışmalar biraz erken başladı. Ama boşuna değil. Ülkemizdeki paracılar ve IMF ücret artışlarını sınırlamayı öneriyor. Benden tavsiye (haddim olmayarak!). Bunu düşünmeyin. Öncelikle uygulanan politika yanlış. Bu yanlışın bedelini neden insanlar çeksin ki?” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Murat Batı
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Batı, “Asgari ücret artışı hakkında sesli düşündüm 2022'den beridir asgari ücrete kadar olan ücretler gelir ve damga vergisinden istisna edilmektedir. Cevdet Yılmaz birçok yerde “asgari ücret istisnasından dolayı 2024 yılında 590 milyar lira vergi almadık” dedi. Yani asgari ücrete kadar olan istisnadan dolayı 590 milyar lira vergi harcaması bulunmaktadır. 2025 yılı Bütçe Kanun Teklifi ekine göre gelir vergisi istisna/muaf olan madde/bent sayısı 66 adettir. Bu sayı 2024 yılında 64 adet idi. GVK m.17 ile GVK m.22/4 de bu yılki vergi harcama listesine eklendi. 2024 yılı gelir vergisi vergi harcama tutarı 1 trilyon 6 milyar lira; 2025 yılında hedeflenen ise 1 trilyon 418 milyar liradır. Yani artış oranı yaklaşık yüzde 40 kadardır. Bu nedenle 2025 yılı vergi harcama listesinin 2024’e nazaran genişletildiği de göz önüne alındığında ve diğer istisna/muafiyet kalemlerin de benzer oranda artırıldığı varsayımı altında asgari ücretin maksimum yüzde 40’a yakın bir oranda artması söz konusu olabilir. Ancak OVP hedefi ve yaratılmaya çalışılan yüzde 25 artış algısı ile birlikte değerlendirildiğinde artışın yüzde 25 ila yüzde 40 aralığında gerçekleşeceği görülüyor. En nihayetinde, Ekim ve Kasım enflasyon verileri ve kamuoyu baskısıyla birlikte değerlendirdiğimde asgari ücret artışının orta noktada bir yerlerde yani yüzde 33-35 bandında gerçekleşeceğini sanıyorum. İlerleyen günlerde diğer parametrelere bağlı olarak fikrim değişebilir elbette” değerlendirmesini yaptı.
Prof. Dr. Mehmet Şişman
Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, “Vatandaşın konut, su, enerji eğitim vb. temel harcamalarında fiyat artışı TÜİK enflasyonundan iki kat yüksek (yüzde 90lar), fakat TCMB başkanı dışarıya yüzde 25 asgari ücret artışı vaadi veriyor. Bu vaatler halka ayıp olmuyor mu? Buna hakkı da yetkisi de yok!” açıklamasını yaptı.
Ekonomistler, asgari ücret zammı konusunda farklı bakış açıları sunarak, IMF'nin önerilerini eleştiriyorlar:
Ekonomist Arda Tunca
Tunca, IMF'nin asgari ücret baskılama önerisini eleştirerek, Türkiye’deki gelir dağılımındaki dengesizliği ortaya koydu. Tunca, “IMF'nin asgari ücret baskılama önerisi yanlıştır. Rakamlarla anlattım. Enflasyonun talep cephesinde en üstte yer alan yüzde 20'lik gelir grubu var. Gelirden aldıkları pay yüzde 48.7. Kalan yüzde 80 ise gelirin yüzde 51.3'ünü bölüşüyor. Talep, hizmet kaynaklı. Hizmet enflasyonu ise yüzde 72.92. Hizmetin içinde, kira, lokanta/otel, ulaştırma var. Kira artışındaki sebep, yüzde 25'lik artış sınırlaması sonrası patlama. Lokanta/otele asgari ücretle geçinen en alttaki yüzde 6.1'lik gelir grubu mu gidiyor? yüzde 6.1'in harcamasında ulaştırma payı yüzde 8.8, en üstteki yüzde 20'de ise yüzde 28.3. Kira artışlarının yarattığı algıyla hanehalkı 12 ay sonrası için yüzde 71.6 enflasyon bekliyor. Sorumlusu asgari ücret mi, yanlış ekonomi politikaları mı? TR'de gelirin ilk 3 kalemi: konut/kiraya, ulaştırma, gıda ve alkolsüz içecekler. Buraları boğunca mı düşecek enflasyon?” dedi.
Dr. Ali Çufadar
TEPAV Makroekonomi Çalışmaları Program Direktörü Dr. Ali Çufadar, asgari ücret artışlarının optimal seviyesinin yüzde 25 olması gerektiğini savundu. Çufadar, “Asgari Ücret-Reel Kur-İşsizlik... Teknik görüşüm net. Asgari ücret artışı optimal-azami %25 olmalı. Fazlası olursa; %20 altı enflasyon için TL varsayılandan da daha fazla reel değer kazanmak zorunda. İşsizlik daha da artar. Mesele; %20 altı enflasyon istiyor muyuz? Tabi tepki çekeceğimi biliyorum ama "etik olmak" için teknik görüşümü paylaşmak durumundayım. Tek ön-şart: Hükumet de %20 altı enflasyonu garanti edecek... Fazlası zamda; enflasyon öngörülerimi değiştiririm...” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Yakup Küçükkale
Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisat Öğretim Üyesi Prof. Dr. Küçükkale, ara zam yapılmadığı takdirde, 2025 yılında fakirleşmeye devam edileceğini belirtti. Küçükkale, “Ara zam da verilecekse eğer o zaman dediği doğru. Ama ara zam yoksa geçiniz o işleri... 2025'te de fakirleşmeye devam edeceğiz gibi görünüyor” dedi.
Prof. Dr. Aziz Çelik
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik, TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın ABD yaptığı asgari ücret açıklamasına yönelik paylaşımında, şunları dedi: “Asgari ücret saptamak Merkez Bankası Başkanın işi değil! Asgari Ücret Tespit Komisyonunda Merkez Bankasının temsilcisi bile yok! Merkez Bankasının asgari ücretle ilgili hiçbir yetkisi yok. Merkez Bankası Başkanının asgari ücrete hıza vermesi saçma bir tutum. Görevi değil, haddi değil! Yıl sonu için yüzde 44'ün üzerinde enflasyon beklentisi araştırması yayımlayıp asgari ücrete yüzde 25 zam uygun demek abesle iştigaldir! Ne yani, enflasyonun faturasını asgari ücretliler mi çeksin!"