Arada bir, ara sıra düş odaları eksilirken

Abone Ol

Şair yazar Enis Batur, bakın ne demiş: “İnsanlar balkonu anlamadı. Onu salona, yatak ya da oturma odasına dahil ederken metrekare kazandığına sevindi de, her evden bir düş odası eksildiğini fark edemedi.”

Kent yaşamında yeşil dokunun önemine dikkat çekmeyi ve vatandaşları çevre düzenlemesine teşvik etmeyi amaçlayan Karşıyaka Belediyesi, ‘En Güzel Balkon Bahçe Yarışması’nı bu yıl da 22’nci kez gerçekleştirdi. Karşıyaka’nın en renkli, en yaratıcı balkonuyla bahçelerinin seçildiği bu geleneksel yarışmaya çiçek sevdalısı çok sayıda Karşıyakalı katıldı. Ne güzeldi, ne keyifliydi. İzmir’de hava yılın neredeyse üç yüz günü güneşli ve sıcak, o nedenle insanlar sokakta, bahçede ve balkonda yaşamayı seviyor, özellikle yaz sezonunda geç saatlere kadar çoluk çocuk kimse eve girmek istemiyor.

1980'li yıllara dönüp bir bakalım. İzmirliler o yıllarda balkonları seviyor. Genellikle bahçeli evlerde doğup büyüyen, çiçeklerle ve ağaçlarla iç içe bir yaşam geçirmiş olan İzmirliler bu keyifli yaşamı balkonlarına da taşıyordu. Gülden yasemine, hanımelinden, sellukaya envai çeşit çiçek yetiştiren İzmirliler adeta birbirleriyle yarışıyordu. "Senin balkonun güzel", "Benim penceremin önü güzel" çekişmeleri yapılıyordu.

Karşıyaka Belediyesi 22 yıl önce bu yarışmayı başlattı. Karşıyaka’nın pek çok semtinden yüzlerce insan bu yarışmalara katılıyor, en güzel balkonun kendilerine ait olduğunu ispatlamak için uğraş veriyor. Balkonlara yeni çiçekler dikiyor, sarmaşıklar, begonviller birinci kattan başlayıp apartmanların çatılarına kadar ulaşıyor. Birbirinden güzel çiçekler çevreye mis gibi kokular yayıyor. Sıcak yaz günlerinde balkonlar kurtarıcı oluyor, çayını demleyen kendini balkona atıyor. 

Önce balkonun zemini sulanıyor ve sıcaktan kurtuluşun ilk adımı atılıyor, gün boyu ısınan zemine dökülen sudan yayılan nem kokusu yerini tatlı bir serinliğe bırakıyor, ardından çiçekler sulanıyor ve ortalığa bir anda mis gibi toprak kokuları yayılıyor. Güneşin batışıyla birlikte çay keyfinin yanında balkon sohbetleri başlıyor. Komşu balkonla laflamalar, atışmalar, karşılıklı börek, çörek alışverişi. Sabah iş varmış kimin umurunda, saatler gece yarısını çoktan geçiyor, sohbetin tadına, balkonun keyfine doyum olmuyor. 1980'li yıllarda bahçeli evlerden gelip apartman hayatına bir türlü alışamayan İzmirliler, balkonlarında işi o kadar ileri götürdüler ki, limon, elma, mandalina ve armut gibi meyve fidanları bile yetiştirmeye kalktılar, meyve alanlar bile oldu. Ne zaman ki, meşhur milenyumlu yıllara gelindi, eski İzmirliler birer birer aramızdan ayrılınca, alışkanlıklar ve beğeniler de değişmeye başladı. 

Bağda bahçede büyümemiş, sokakta yalınayak başıkabak koşturmamış, çember çevirmemiş, çelik çomak oynamamış, saklambaç nedir bilmez, birdirbir, körebe isimlerini duyduğunda yeni başlayan dizi isimleri sanan eski İzmirlinin çocukları ve onların torunlarını yeni bir moda sardı. Üç odalı, bir salonlu, beş odalı iki salonlu, üç tuvaletli evlere sığmaz oldular. Çözümü de balkonları kapatmakta buldular. Parası olanlar, modern ısı geçirmez katlamalı camlarla, garibanlar demir doğramayla veya plastikle güzelim balkonlarını kapatarak, akıllarınca yeni kullanım alanları kazandılar. Bugün İzmir'de, abartı değil, yüz binlerce apartman sakini balkonunu kapattı. Balkonlar cam içinde, bir masa, iki yakışıklı ahşap sandalye ve masanın üzerinde Kıbrıs işi naylondan yapma çiçekler! Bugün belki de balkonlarını kapatmayan, bin bir renkli çiçekleri büyütmeye devam eden, yaşı yüze dayanmış, yeşili, çiçeği seven apartman sakinleri var.

Bu gidişle bir süre sonra balkon falan kalmayacak. Zaten yeni yapılan binalarda balkonlar içeri alınarak projelendiriliyor, apartmanların yapıldığı bahçeler birer birer yok oluyor. Bundan böyle kent yaşamında balkon olmayacak. O mis kokulu balkonlar maziye karıştı artık. Tek tük kalanlar da yüzümüzü güldürmeye devam ediyor. Ben bu güzel geleneği sürdüren, özendiren, hatta insanları teşvik eden yarışmayı düzenlemeye devam eden Karşıyaka Belediyesi’ni ve Başkan Yıldız Ünsal’ı kutluyorum, diğer belediye başkanlarının da onu örnek almasını çok isterim.