Antik Mısır'da kedilere olan hayranlık, sadece dostluk ve şapşallıkla sınırlı değildi. Mısırlılar, kedilerin avcılık becerilerini büyük bir değer olarak görmüşlerdi. Kediler, yılan, sıçan, fare ve akrep gibi zararlılardan korunmada önemli bir rol oynadılar ve bu nedenle saygı gördüler. Özellikle tanrıça Mafdet, bu avcılık becerileri nedeniyle kedi olarak tasvir edilmiştir.
Mafdet’in ardından, kedi figürü tanrıça Bastet ile ilişkilendirildi. Başlangıçta vahşi bir aslan olarak betimlenen Bastet, zamanla ev kedileriyle özdeşleşti ve evlerin koruyucu tanrıçası olarak kabul edildi. MÖ 1456'dan itibaren, Bastet’in koruyuculuğu ve savunuculuğu, onun firavunların koruyucusu olarak görülmesine neden oldu. Bubastis şehri ona adandı ve Herodot tarafından Mısır’daki en popüler festival olarak tanımlanan Bastet Festivali, her yıl yüz binlerce kişiyi bir araya getirdi.
Kediler, Antik Mısır sanatı ve kültüründe de büyük bir saygı gördü. Evcil kediler, aile üyeleri olarak kabul ediliyor, öldüklerinde mumyalanıyor ve yas tutuluyordu. Kedilerin öldürülmesi, büyük bir suç olarak değerlendiriliyor ve idam cezasıyla sonuçlanıyordu.
Bir efsaneye göre, MÖ 525'teki Pelusium Savaşı sırasında Pers askerleri, Mısırlı okçuların kendilerine zarar vermekten kaçınacaklarını düşünerek kedileri kalkan olarak kullanmışlardır. Kedilerin bu stratejik kullanımının, Mısırlıların kedilere olan derin bağlılığını ve saygısını yansıttığı söylenebilir.
