ANAYASA

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ya da vermediği kararlarla siyaseti manipüle ve dizayn ettiğini yıllardır savunuyorum.

Abone Ol

Dilimizde tüy bitti neredeyse bunları konuşmaktan.

Maalesef ne kadar haklı olduğumu Anayasa Mahkemesi bir kez daha teyit etti son verdiği kararla.

7 Haziran 2014'te yapılan Diyarbakır'ın Lice ilçesinde düzenlenen protestolarda "Çerxa Şoreşe" marşına eşlik eden, "Biji Serok Apo" ile "PKK halktır halk burada" sloganlarını atan Merve Nur Tekin'e Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği "terör örgütü propagandası yapmaktan" hapis ve para cezasını Anayasa Mahkemesi yok sayarak bu ifadeleri Anayasanın 26. Maddesi kapsamında ifade özgürlüğü olarak değerlendirdi.

Sadece bu karar bile Anayasa değişikliği tartışmalarının neden bu ülkenin en büyük ihtiyacı olduğunun en büyük kanıtı.

İnanabiliyor musunuz bu karara?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bile bu karardan utanç duyar kanaatimce.

Anayasa Mahkemesi işine geldiğinde yerel mahkeme, işine geldiğinde siyasi parti gibi karar alamaz, almamalıdır.

Görev alanının dışına çıkma sorumsuzluğuna, siyasi bir aktör gibi milleti manipüle eden kararlarına da daha fazla katlanılmamalıdır.

Hiç şüphesiz ve tartışmasız 1982 Anayasası bir darbe anayasasıdır.

Otoriter yönetim anlayışını benimser.

Kalemle değil, silahla yazılmıştır.

Bu yazdıklarıma kimsenin itirazı olacağını sanmıyorum.

Ancak artık kabul etmek zorundayız ki yapılan onca değişiklikle belki bu darbe anayasası bedenen değişmiştir ama Anayasa mahkemesinin bu kararında ispatlandığı üzere olduğu gibi RUHU dimdik ayaktadır.

Görüyor ve üzülerek izliyoruz ki vesayetçi zihniyet hala milletin karşısındadır ve hala ona meydan okumaktadır.

Anayasa mahkemesi de bu vesayetçi zihniyetin denetim organı olarak görev yapmaktadır.

Tıpkı YÖK gibi.

Anayasa Mahkemesi ve YÖK, Darbe Anayasası’nın temel yapı taşı olan kurumları.

Milletin ayağına bağlanmış taşlar aslında.

Milletin bu yüklerden bu taşlardan kurtulmasının zamanı gelmiştir.

Darbe Anayasasının ruhu bu milletin üzerinde olduğu sürece ne demokrasiden ne adaletten ne de insan haklarından bahsedebiliriz.