İzmir’in köklü futbol kulüplerinden Altay, son yıllarda ciddi mali sorunlarla karşı karşıya kalırken, kulübün eski yöneticisi Prof. Dr. Yüksel Gürüz, Ege TV’de katıldığı programda Altay’ın geleceği, yaşanan sıkıntılar ve yeni yatırımcı hakkında açıklamalarda bulundu. Gürüz, kulübün mevcut durumunun yanı sıra yönetimsel değişikliklerin gerekliliği üzerinde durarak, Altay’ın yeniden ayağa kalkabilmesi için atılması gereken adımları açıkladı.
Altaylılık bir yere kadar
Futbolcuların maaşlarının ödenmemesiyle ilgili konuşan Prof. Dr. Yüksel Gürüz, “Altay için dezavantaj olan şey transfer yasağı, büyük bir fırsat doğurdu. Geçen yılki takımın içinde oynayan bütün futbolcular gerçekten iyi bir futbol birikimine sahip oldular. Ne yazık ki bu yılki kadromuzda onların birçoğunu tutmadık. Çok da haklılar, sonuç olarak insanların emeğinin bir şekilde ödenmesi lazım. Söz verip ödemiyorsanız bulunduğunuz makamın hakkını veremiyorsanız, bu çocuklar da bir yere kadar Altaylı. Karnınız açsa Altaylılık biter” diye konuştu.
Takımın neden yarışmacı olmadığını da açıklayan Gürüz, “Hiçbir İzmirlinin gücü böyle yarışmacı bir Altay yaratmak için yeterli değil, bu çok net. Ya çok güçlü bir birliktelik oluşturacağız ya da dışarıdan bir şeyleri bu gölün içine akıtmamız lazım. Bu gölün içindeki su çok az, bu suyla da maalesef istenilen sağlıklı bir sportif yarışmacı takım oluşturulamıyor. Benim elimdeki veriler 686 milyon liralık bir borcu gösteriyor. Bu borcun 10 milyon 700 bin euroluk kısmı, belki Altay’da topa üç kere vurmamış futbolculara ait. Onlar için paradan başka hiçbir değer yok. İyi niyetle Altaylıyım diyen pek çok insan yönetime talip oldu. Böyle olmuyor bu işler. Hamasetle ve kuru kuruya sevgiyle olmaz” diye konuştu.
Altay neden küme düştü?
Nasıl bu hale gelindiğini de aktaran Yüksel Gürüz, “Okay Yokuş’u tanırsınız, bence büyük futbolcudur. Altay’da Coşkun Demirbakan diye bir teknik direktör bozuntusu getirdiler. Ben Okay’ı oynatmıyor diye uyardım. Çok sevdiğim bir kardeşimle de sen bu adamı nereden buldun diye tartıştım. Coşkun Demirbakan dedi ki; Okay Yokuş futbolcuysa ben de diplomamı yırtarım ya da yerim dedi. Ben de dedim ki diplomanı yemene gerek yok. Okay futboluyla sana yedirecek zaten dedim. Okay’ı oynatmadı ve biz o yıl küme düştük. Coşkun hoca diğer değerleri fark etmiyorsa bence beş para etmez. Bu insanlara mahkum olduk. Sonra yönetimlerde bir koyup üç alıp giden bir sürü yönetici kılıklı adam gördük. Bunların hepsi Altay’a zarar verdi. Altay’dan çalan herkes bu vebali taşıyor” açıklamasında bulundu.
İstanbul merkezli bir şirket
Yatırımcı sponsorluğu için Karne Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Eyüphan Gündoğdu’nun devreye girmesiyle ilgili başkan adayı Prof. Dr. Gürüz, şunları söyledi: “Altay’ın ederinin farkında olan insanlar ve İzmir ile bir bağları var. Altay ile gönül bağları var diyebilirim. Benden dolayı da Altay’a sempatileri oldukça yüksek. İstanbul merkezli bir şirket. Bu şirketle daha önce Özbekistan’da bir tıp fakültesi açmak üzere uzun soluklu bir birliktelik yaptık. Daha sonra Özbekistan tarafındaki yatırımcının bu şirkete nahoş davranışları yüzünden kaldı. Şu an bir vakıf üniversitesi kurmak için çaba sarf ediyorlar. Bu üniversitenin rektörlüğü için bana teklifle geleceklermiş” sözlerini kullandı.
Altay’ı devralmak isteyen ekibin şartlarını tamamlamak gerektiğini vurgulayan Gürüz, “Öncelikle yönetici borçlarını kapatmayı garanti etmek lazım. Şimdiki başkanın 11-12 milyon TL bir alacağı var. Altay yüzünden şirketi sıkıntıya girdi. Altay için kim canını verdiyse biz o canı kurtarmak zorundayız. Küstürerek hiçbir yere varamayız. Altay’ı devralmak isteyen ekibin tüm şartlarını tamamlamak. Adım adım bu işi yapmamız lazım. Benim başkan olmamı istiyorlar ama o şartlar oluşursa ancak başkan olunabilir. Süleyman Seba’nın tırnağı olamam ama Ahmet Çoker ile birlikte bir eş başkanlık sistemi hayal ediyorum. Yani Altaylılardan oluşan bir yönetim olacak. Yatırımcı firmanın yetkilisinden bir yol haritası istedik” dedi.
Yetiştiricilik çok önemli
Kar zarar durumu hakkında konuşan Gürüz sözlerini şöyle sürdürdü: “Şuursuzsanız mutlaka zarar edersiniz. Net bir örnek vereyim; İlhan Cavcav Gençlerbirliği zamanında kasasında parası olan birkaç kulüpten biriydi. İlhan amca bu işi yaptı. Geçen yıl kupalarına kadar haciz kondu. Gençlerbirliği bunu hak edecek ne yaptı? Siz hangi işi kötü yönetirseniz o iş batar. Kar ve zarar hesabı nettir. Yetiştiricilik çok önemli. Bugün Altay’dan yetişmiş sporcular hala Süper Lig’de top oynuyor. Ama siz onları üç kuruş paraya sattınız. Biz Altay’a gelebilirsek eğer hayallerimizi gerçekleştirecek yatırımcının vaatleri ve planı Altay için gerçekçi olursa biz bunu tesis ederiz. İzmir için bir Altay, Türkiye için bir Altay, Avrupa için bir Altay hevesimiz olan insanlarız. Çünkü Altay Avrupa’da oynadı. Ticaret Odası ve Sanayi Odası da bu işin altına elini koyacak. Bu işin içinde herkes olacak.”
