Tarihte bugün: 30 Ağustos 1922-Türk milletinin vatan sevgisinin zaferle taçlandığı gün!

Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra kamuoyunda ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde taarruz için sabırsızlıklar baş göstermişti. Bu gelişmeler üzerine Mustafa Kemal Paşa, 6 Mart 1922’de Büyük Millet Meclisi’nin gizli toplantısında, “Ordumuzun kararı, taarruzdur. Fakat bu taarruzu tehir ediyoruz. Sebebi, hazırlığımızı tamamen bitirmeye biraz daha zaman lazımdır. Yarım hazırlıkla, yarım tedbirlerle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten çok daha kötüdür.” diyerek hem zihinlerdeki şüpheyi bertaraf etmeye çalışmış hem de orduyu son zaferi sağlayacak bir taarruz için hazırlamıştır.

1922 yılının Haziran ayında, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, taarruza geçme kararını almıştır. Bu karar, düşmanı yok edici bir meydan savaşı yapmayı ve çabuk ve kesin sonuç almayı amaçlıyordu. Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi, Türk Kurtuluş Savaşı’nın son safhasını ve zirvesini oluşturmuştur.

Adnan Menderes: 1961’de idam edilen eski başbakan kimdir? Adnan Menderes: 1961’de idam edilen eski başbakan kimdir?

Yunan savunma hattı ve Türk taarruz planı

Yunan ordusu, Batı Anadolu’yu Türk ordusuna karşı savunmayı planlayarak, Gemlik Körfezi’nden Bilecik, Eskişehir ve Afyon doğusu ile Menderes Nehri’ne kadar olan bölgelerde bir savunma hattı kurmuştu. Özellikle Eskişehir ve Afyon bölgeleri, tahkimat ve birlik sayısı bakımından daha kuvvetli tutulmuştu. Türk taarruz planına göre, 1’inci Ordu kuvvetleri Afyon’un güneybatısından kuzeye doğru taarruza geçerken, 2’nci Ordu kuvvetleri de düşmanın kuvvet kaydırmasını engellemeye çalışacaktı. Süvari Kolordusu ise düşmanın yan ve gerilerine taarruz ederek İzmir’le olan irtibatını kesecekti.

Taarruzun başlangıcı: 26 Ağustos 1922

26 Ağustos sabahı Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile birlikte Kocatepe’deki yerini almış ve muharebeyi idare etmeye başlamıştır. Taarruz, sabah saat 04.30’da topçuların taciz ateşi ile başlamış, saat 05.00’te önemli noktalara yoğun topçu ateşi ile devam etmiştir. Piyadeler, sabah 06.00’da Tınaztepe’ye hücum mesafesine yaklaşarak Yunan askerini süngü hücumu ile temizlemiş ve Tınaztepe’yi ele geçirmiştir. Taarruzun birinci günü, Türk ordusu önemli mevzileri ele geçirmiş ve 5’inci Süvari Kolordusu, düşman gerilerindeki ulaştırma kollarına başarılı taarruzlarda bulunmuştur.

Türkiye’nin dönüm noktası

27 Ağustos’ta Türk ordusu bütün cephelerde yeniden taarruza geçmiş ve bu taarruzlar çoğunlukla süngü hücumlarıyla gerçekleştirilmiştir. Afyon kurtuluşun şanlı ve şerefli müjdesi olmuş, Başkomutanlık Karargâhı ve Batı Cephesi Komutanlığı Karargâhı Afyon’a taşınmıştır. 28-29 Ağustos günlerinde yapılan başarılı taarruzlar sonucunda düşmanın 5’inci Tümeni çevrilmiş ve 30 Ağustos’ta Türk ordusunun kesin zaferi ile sonuçlanmıştır. Başkomutan Meydan Muharebesi, Türk askerî tarihine önemli bir dönüm noktası olarak geçmiştir.

Büyük taarruz, büyük zafer: 30 Ağustos (30 Ağustos Zafer Bayramı'nın  tarihçesi) - Son Dakika Türkiye Haberleri | NTV Haber

Takip harekatı ve sonuçlar

1 Eylül 1922’de Türk ordusunun takip harekâtı başlamış, Yunan kuvvetleri İzmir, Dikili ve Mudanya’ya doğru kaçmaya başlamıştır. Türk ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girmiş ve 11 Eylül’de Bursa, 18 Eylül’de ise Batı Anadolu düşman işgalinden kurtarılmıştır. Mudanya Ateşkes Anlaşması 11 Ekim 1922’de imzalanmış ve Lozan Barış Antlaşması 24 Temmuz 1923’te Türkiye’nin bağımsızlığını tüm dünyaya kabul ettirmiştir.

30 Ağustos'ta ne oldu, neden bayram ilan edildi? İşte Büyük Taarruz'da  yaşananlar

Büyük zafer ve cumhuriyetin kuruluşu

Büyük Zafer’den iki yıl sonra Mustafa Kemal Paşa, Başkomutan Meydan Muharebesi’ni sevk ve idare ettiği Zafertepe’de 30 Ağustos 1924 tarihinde Büyük Zafer’in önemini şu şekilde ifade etmiştir. “... Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk devletinin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri burada atıldı. Ebedî hayatı burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçuşan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedî muhafızlarıdır...”

Mustafa Kemal ATATÜRK’ün engin ileri görüşlülüğüyle kurulan Cumhuriyet, ulusal egemenliğe dayanan yönetim biçimi olmasının yanı sıra kapsamlı bir aydınlanma ve çağdaşlaşma atılımıdır. Cumhuriyet’le birlikte hayata geçirilen devrimler, ulusumuza çağdaş bir yaşamın kapılarını açmış; laik ve demokratik Cumhuriyet’e sahip olmanın onurunu yaşatmıştır.

Muhabir: Mehrican Candemir