Adalet ve liyakat

İki kardeş, iki ayrılmaz kavram.

Adaletin temel amaçlarından biridir

Toplumda liyakate dayalı bir düzenin sağlanması.

Liyakatlı bir atamada, o kişinin işin gerektirdiği asgari bilgiye, vizyona ve işi yapabilecek psikolojik yeterliliğe sahip olduğu anlamına gelir.

Tarihsel tüm kitaplarda, hikayelerde okuduğumuz gibi kahramanların hükümdar olabilmesi için de belirli sınamalardan geçmesi gerekir.

Sınama sürecini başarıyla tamamlayanlara yöneticilik verilir.

Örneğin Gazneli Mahmut ile Ayaz’ın hikayesi ise tarih boyunca ders alınması gereken en önemli kıssalardandır.

Sıradan bir köylü olan Ayaz’ın, Gazneli Mahmut tarafından saraya alınması, yetiştirilmesi ve has adamlık yapacak bir duruma gelmesidir hikaye aslında.

Siyasi liyakatte dikkat edilmesi gereken en önemli iki özelliktir Ayaz’ın hikayesi.

Hem bilgisi,vizyonu,kapasitesi olacak.

Hem de sadık olacak.

İkisi birlikte olmazsa elde edilen başarı kısa sürelidir.

Bu sorun sadece bizde yaşanan bir problem değil ancak bizde sanki daha farklı yaşanıyor.

Yerel seçimlerin hemen ertesinde CHP’li belediyelerde başlayan görevden alma ve atama furyası işin boyutunun bambaşka olduğunu gösterdi bizlere.

Yıllardır adaletsizlikten, adam kayırmadan,liyakatten politik malzeme üretenler,

Yerel İktidarı ele geçirir geçirmez belediyeleri nerdeyse akraba belediyeciliğine döndürdüler.

Oğlu,Kızı,

Dayısı,amcası,

Yeğeni, baldızı demeden pervasızca yapılan atamalar değişiklik hayaliyle oy verenlerin kandırıldıklarının bir kez daha ama bu kez başka bir şekilde yüzleşmesine sebep oldu.

Bu atamalarda aralarında liyakatli olanları var mıdır?

Gördüğümüz kadarıyla yok.

Olsaydı çoktan sosyal medyada bir algı operasyonu başlardı.  

Sözün özü;

Cenap Şahabettin’nin dediği gibi;

Eşeği mektep müdürü yaparsan, dershaneyi ahıra çevirmesine laf edemezsin.