14 Ocak'ta kurulan 'Boşanma Komisyonu'nun kadın ve çocuk haklarıyla ilgili hazırladığı ve tecavüzün meşrulaştırılmaya çalışıldığı eleştirilerinin getirildiği taslağa gösterilen tepkiler artıyor. Taslakta, çocukların, istismarcılarıyla/tecavüzcüleriyle evlendirilmesi; çocuk evliliğinin teşviki, hadım uygulaması; şiddete maruz kalan kadınların mesai saatlerinde karakollara başvurmasının önünün kesilmesi gibi bir dizi mantığa aykırı öneriler geliştirildi. Taslağın mevcut durumda yasalaşmaması için bütün toplumun mücadele etmesi gerektiğini belirten Toplumcu Psikologlar İnisiyatifi üyelerinden Psikolog Burcu Ovacık, 'Çocukların cinsel olarak sömürülmesinin yasayla onaylanmış olması durumunda her türlü kötü muamelenin, işkencenin önü açılmış olur. Böyle bir durumda kalan çocuk kendisini 'birey' olarak göremez, artık gasp edilen bir eşyaya dönüşür' ifadelerini kullandı.

Eşitlik İzleme Kadın Grubu (EŞİTİZ), 14 Ocak'ta kurulan "Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ile Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi İçin Meclis Araştırması Komisyonu"nun kadın ve çocuk haklarını açıkça gasp ettiğini belirtip, son rapor taslağını eleştirdi. Komisyonun kuruluşundan bugüne, kuruluş amacından kullandığı usullere, kadınları ve kadın hareketini hiçe sayan görünüm sergilediği ifade edilirken, taslakta yasalaşması için şu öneriler sıralandı: Çocukların, istismarcılarıyla/tecavüzcüleriyle evlendirilmesi; çocuk evliliğinin teşviki, hadım uygulaması; hem şiddet başvurularında hem de boşanma davalarında arabuluculuk ve uzlaşma uygulanması; şiddete maruz kalan kadınların mesai saatlerinde karakollara başvurmasının önünün kesilmesi; şiddete karşı koruma kararları için delil veya belge aranması, tedbir süresinin kısaltılması; aile hukukuyla ilgili tüm duruşmaların gizli yapılması; boşanmanın zorlaştırılması; kadının nafaka hakkının süreye bağlanması; mal paylaşımında dava açma süresinin kısaltılması; eşin ölümünde, kadının mal rejiminden kaynaklı yüzde 50 payının verilmek istenmemesi; aileye yönelik psikolojik rehberlik ve danışmanlık hizmetinin dini temele oturtulmak istenmesi.
Rapor, çocukların cinsel istismarının "rızaya" dayalı olabileceğini ama yine de suç olarak kalması gerektiğini söyledikten sonra çocuk istismarcısının tecavüz ettiği çocukla 5 yıl boyunca "sorunsuz" ve "başarılı" bir evlilik sürdürmesi halinde denetimli serbestlikten yararlanmasını öneriyor. Eğer istismarı gerçekleştiren de 15 yaşın altında olursa istismar suç olmaktan çıkarılıyor. Bu, ailelerin 15 yaş altı çocuklarını (şimdilik resmi nikahla olmasa bile) fiilen "evlendirmelerinin" yolunu açıyor.

'İstismarcıyla evlilik, istismarı meşrulaştırır'

Boşanma Komisyonu'nun taslağında yer alan tecavüze uğrayanlar için tecavüzcüsü ile evlenme önerisi ve diğer önerilerini protesto etmek için çok sayıda kadın ve kadın derneklerinin de Kadıköye'de toplandığını dile getiren Toplumcu Psikologlar Derneği Üyesi Psikolog Burcu Ovacık, 'Çocukların cinsel olarak sömürülmesinin yasayla onaylanmış olması durumunda her türlü kötü muamelenin, işkencenin önü açılmış olur. Böyle bir durumda kalan çocuk kendisini 'birey' olarak göremez, artık gasp edilen bir eşyaya dönüşür. Yoğun bir değersizlik duygusu, parçalanmış bir benlik, çaresizlik... Bu düşünceyi varsayımsal olarak bile reddetmek zorundayız. Yasa onaylanırsa 'çocuklar ne hisseder'i tahayyül etmeye çalışmak bile oldukça yıpratıcı. Meseleye doğru bakmak gerekiyor. Bunun için de meseleye çocukların uğradığı hak ihalallerinden bakmalıyız. Türkiye'de zaten ailelerin isteğiyle çocukların tecavüzcüleriyle evlendirilmesini onaylayan mahkemeler vardı. Ancak bu uygulamayı yasayla onaylamak, hem tecavüzü yaygınlaştırıp meşrulaştıracak hem de adalet arayışını devre dışı bırakacak. Suçluyu değil de mağduru cezalandırmanın savunulabilecek bir yanı var mı? Çocuk haklarına ve insan haklarına aykırı olan bu taslağın neresinden tutulursa tutulsun, demokrasiyle bağdaşmaz ve elimizde kalır' ifadelerini kullandı.

'Bu yasalaşırsa toplumda ciddi yarılmalar olacaktır'

Bunların tartışılmasını şeriat kurallarıyla yönetilen bir Türkiye'ye geçişin yansımaları olarak değerlendirdiğini söyleyen Ovacık, sözlerini şöyle sürdürdü: Bu taslağın yasalaşması, toplumsal düzlemde derin yaralar açar. Eğer bu taslağın meclisten geçmesine izin verirsek, toplumda da çok ciddi yarılmalar, keskinleşmeler olacaktır. Psikolog olarak görüşümü istediniz ancak bu yasa geçerse, psikologluk yapamaz hale geleceğiz. Bir arada yaşayamadığımız, asgari düzeyde de olsa toplu yaşamakla ilgili kurallarda uzlaşamadığımız, hak ihlallerine sessiz kalan bir toplum hayal edin... Hukuk, toplu yaşamı düzenleme aracıdır değil mi? Hukuk sizin temel ilkesel değerlerinize ters düşen bir düzenlemeler toplamına dönüştüğünde o toplumda yaşamaya devam edebilir misiniz? Bunu onaramayız. Onarılamayacak bir hale gelmeden önce, seferber olup taslağa engel olmak durumundayız.

'Bu tasarının yasalaşmaması için mücadele edilmeli'

Ovacık, 'Hukuk, haklarınızı koruyamıyorsa kendi haklarınızı korumak için kendi adaletinizi inşa edersiniz' diyerek, 'Tecavüzcüsüyle evlenmeyi reddeden çocuklar ne yapacak? Tahmin etmesi çok zor değil. Ya kendi hayatını sonlandırma girişiminde bulunur ya da suçluyu yok etme girişiminde bulunur. Bu yasa taslağına her kesimden insanın çok ciddi tepkiler göstererek, komisyonun önerilerinin onaylanmamasını sağlamak durumundayız. Henüz yeterince kamuoyunun gündemine oturmadı. Bu konudan herkes haberdar değil. Bu konuyla ilgili haberler yapılması ve konunun gündeme taşınması oldukça önem taşıyor' dedi.